Tesettür, yalnızca bir giyim tarzı değil, aynı zamanda bir ibadet biçimidir. İslam'ın belirlediği ölçüler, kadının hem mahremiyetini korumasını hem de zarafetini yansıtmasını sağlar. Tesettür, vücut hatlarını belli etmeyen, dikkat çekmeyen ve Allah'ın rızasını kazanmayı amaçlayan bir giyim anlayışıdır. Bu anlayışta, şıklık ile mahremiyet arasında dengeli bir uyum kurmak mümkündür. Asıl mesele, dış görünüşte gösterişten uzak, sadelik ve ölçülü bir güzelliği ön plana çıkarmaktır.
İslam'ın belirlediği tesettür ölçülerinde, vücut hatlarını belli etmeyen geniş ve rahat kıyafetler tercih edilir. Başörtüsü, boyun ve saçları tamamen örtecek şekilde kullanılmalı, dikkat çekici renklerden ve desenlerden uzak durulmalıdır. Aynı zamanda tesettür, kadının yalnızca dış görünüşünü değil, tavırlarını ve ahlakını da kapsayan bütüncül bir ibadettir. Allah'ın rızasını kazanmak amacıyla yapılan her tercih, kadının hem ruhunu hem de bedenini güzelleştirir.
Günümüzde moda endüstrisi, tesettür giyimi modern kalıplara oturtmaya çalışarak tesettürün asli anlamını zedeleyebilmektedir. Ancak hakiki tesettür, modanın dayattığı trendlerden bağımsız olarak Allah'ın emirlerine göre şekillenir. İslam'ın belirlediği ölçüler, kadının güzelliğini yalnızca mahremlerine açmasını öğütler. Bu anlayış, kadının kıymetini toplumun bakışlarından korur ve yalnızca Allah'ın rızasını gözetir.
Hakiki tesettür anlayışında asıl hedef, kadının dış görünüşünden ziyade ruhunu muhafaza etmektir. Moda akımları zamanla değişir, ancak Allah'ın emirleri sabittir. Bu yüzden, tesettürlü kadınlar dış baskılardan uzak durarak Allah'ın rızasını kazanmayı öncelikli hedef olarak görmelidir. Günümüzde tesettür adı altında dar kesimli, dikkat çekici kıyafetlerin yaygınlaşması, hakiki tesettür anlayışına zarar vermektedir. Gerçek tesettür, kadının kimliğini ve inancını yansıtan bir semboldür.